Geçen gün Twitter’ın ‘timeline’ında, hatalı girilen sandık sonuç belgeleri, oy hırsızlığı iddiaları ve CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel’in istifası gündemdeydi.

İlk turda zaferle ümitlendirilmiş muhalif seçmenler derin hayal kırıklığı içerisindeydi.

Böyle bir anda...

Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, CHP listelerinden seçilen 11 milletvekiliyle birlikte verdiği ‘zafer’ pozunu paylaştı. Fotoğrafa şu notu düştü:

“Milletvekillerimizle ilk grup toplantımızı genel merkezimizde gerçekleştirdik. Hayırlı, uğurlu olsun.”

Haliyle, öfke seli patladı.

Davutoğlu, paylaşımını silmek zorunda kaldı.

BU TAKSİMİ KURT YAPMAZ

Ancak Davutoğlu’nun bu paylaşımı Gelecek, DEVA, Saadet ve Demokrat’ın Millet İttifakı ve CHP’ye ne ölçüde katkı sağladıklarını tartışmaya açmayı zorunlu kılıyor.

Sormak gerekir.

Dört parti CHP’ye ne kadar oy kazandırdı?

Ve kazandırdıkları oy karşılığında kaç milletvekilliği aldılar?

CHP, 2018 yılında yüzde 22.6 ile 11.259.053 oy topladı.

Toplam 146 milletvekilliği kazandı.

Bunlardan ikisi Saadet Partisi’ne geçti.

CHP, 14 Mayıs’ta ise yüzde 25.33 ile 13.791.299 oy alarak 169 milletvekili çıkardı.

Eldeki tabloya göre CHP, yaklaşık 2.5 milyon fazla oyla artı 23 milletvekili kazandı. Fakat milletvekillerinin 14’ü DEVA’ya, 11’i Gelecek’e, 10’u Saadet’e, 3’ü Demokrat’a, biri İyi Parti’ye geçecek.

Bu 39 milletvekilinin ayrılmasıyla CHP’nin parlemento grubunun sayısı 130’a düşecek.

Yani 2018’e göre oy attırdığı halde 16 milletvekili kaybediyor.

“Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa” diyeceğim de, bu taksimi CHP’lilerin yapmış olması insanı şaşırtıyor.

OY ARTTI, VEKİL AZALDI

Merak ediyorum.

Acaba artı 2.5 milyon oy DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat sayesinde mi kazanıldı?

İl il bakalım.

İstanbul’un milletvekili sayısı 2018’e göre 1 artarak, 98’e yükseldi.

CHP, 2018’de 28 milletvekili kazanmıştı.

14 Mayıs’ta bu rakam 31’e çıktı.

13’ü ittifaka gitti.

CHP’nin elinde 18 kaldı.

Nasıl alışveriş ama?

Bir de Ankara’ya göz gezdirelim.

CHP, 2018’de Ankara’da 10 milletvekili çıkarmıştı.

14 Mayıs’ta 13’e yükseldi.

Dördü ittifaka gitti.

Kaldı dokuz!

Homurdandığınızı duyar gibiyim.

Şimdi de İzmir’e gidelim.

CHP, 2018’de 14 milletvekili çıkarmıştı.

Bu yıl 13’e düştü.

Üçü ittifaka dağıldı.

Etti 10.

CHP Muğla, Samsun, Denizli, Balıkesir ve Konya’da milletvekili sayısını korudu. Ancak ortaklarına birer adet dağıttı.

Bursa ve Antalya’da beş olan milletvekili sayısı altıya çıktı çıkmasına da ikisi ittifaka gitti.

Sanırsın...

Parlemento grubu değil, 3. Ahmet Çeşmesi.

Sadece Tekirdağ, Manisa, Gaziantep, Kayseri, Kocaeli, Mersin ve Adana’da sayı bir önceki seçime göre birer adet yükseldi. O birer milletvekili ortaklarına gitti.

KILIÇDAROĞLU’NA EL KALDIRDIKLARI İÇİN

Dört partinin CHP’ye ne kadar oy getirdiğini asla bilemeyeceğiz. Şu bir gerçek ki, oy toplamları yüzde 2’yi bile bulmazken, yüzde 10 oy alan İyi Parti’ye eşit milletvekili sayısına kavuştular.

Peki, CHP hangi veriye göre milletvekili kontenjanını dağıttı?

Sanırım, tek bir gerekçesi var: Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığında Altılı Masa’da kendisini desteklemeleri karşılığında dört lidere listelerini açtı.

Yanlış anlaşılmasın.

İttifak partilerine yer verilmemeliydi demiyorum.

Ancak AK Parti, Hüda-Par’a dört ve DSP’ye bir milletvekilliği garanti ederken, CHP’deki hovardalığı anlamakta zorlanıyorum.

TEK ÇATI ALTINDA GİRMELİYDİLER

Olması gereken şuydu: DEVA, Gelecek ve Saadet tek çatı altında seçime girmeli ve  ayrı bir ittifak oluşturmalıydı. Böylece AK Parti ve MHP’li kararsızlar için alternatif yaratılabilir, Yeniden Refah Partisi’ne alan açılmamış olurdu.

Biliyoruz ki DEVA, bu öneriye yanaşmadı.

İkinci olasılıklı senaryo, dört partinin CHP ve İyi Parti arasında bölüşülmesiydi. Örneğin DEVA ve Demokrat, CHP’den; Saadet ve Gelecek İyi Parti’den girebilirdi.

Bu öneriye de İyi Parti sıcak bakmadı.

CHP bütün yükü sırtlandı.

Bu da anlaşılabilirdi.

Gel gör ki...

Hem bu partilerin oy oranlarıyla ters orantılı şekilde fazla kontenjan ayrıldı.

Hem İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerin garantili sıraları verildi. İçlerinden bazı eski milletvekilleri bile kendi şehirlerinden girmedi.

Ve bazıları var ki muhaliflerde olumsuz imajları olduğunu göre göre adaylıkta ısrar ettiler. Kendi milletvekilliklerini Türkiye’nin geleceğinin önüne koydular.

Dört partinin lideri seçim kampanyasında ne miting yapabildi ne de etkili bir propaganda yürütebildi. CHP’lilerin doldurduğu meydanlarda, CHP’nin etki ettiği TV kanallarında nutuk attılar.

Böylesi berbat bir pazarlığın nihayetinde, kaybeden CHP’liler oldu.

Gelecek, DEVA, Saadet ve Demokrat kazançlı çıktı.

Bu yüzden mahalle yas tutarken...

Davutoğlu, 11 milletvekiliyle poz veriyor.

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu’ndan Ümit Çebi, şöyle yazıyor:

“Temel Karamollaoğlu’na gönülden teşekkür ediyorum. Milli Görüş tarihinin en zor zamanında aldığı bu stratejik karar ile yüzde -1 oyu görünmesine rağmen Saadet Partimizin mecliste 10 vekille temsiline vesile olmuştur.”

Yazık.

Gerçekten yazık.

28 Mayıs’a 10 gün kaldı.

Erdoğan 21 yıllık yıpranmışlığına, yıkıma ve iflasa sürüklediği ekonomiye, maske bile dağıtamadığı pandemiye ve enkaz altında kaldığı depreme rağmen ikinci turu da geçer, Türkiye’nin ikinci yüzyılına kalırsa kaybeden sadece CHP olmaz. Kılıçdaroğlu’ndan önce Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu ve Uysal kaybeder.

Davutoğlu’nun fotoğrafına bakarken...

İki yıl önceki “Esselâmü Aleyküm derim, bütün Anadolu’yu ayağa kaldırırım” sözleri aklıma geliyor.

Sevgili hocam, artık “Esselâmü Aleyküm” deyiverin de Anadolu ayağa kalksın.

Vakit kalmadı.

Mustafa Sarıgül’den siyaset dersi


CHP’nin dört ortağı zahmete girmeden milletvekili kazanırken Mustafa Sarıgül, Erzincan’da siyaset dersi verdi.

Sarıgül, CHP’nin milletvekili çıkaramadığı Erzincan’da, partisinin üzerinde oy alarak, TBMM’ye girdi.

Tiktok paylaşımlarından ötürü küçümsenen Sarıgül, AK Parti’yi “tokat manyağı” yaptı.

Sarıgül’e başarısının sırrını sordum.

Rakamlarla anlattı.

Dedi ki:

“Günde 17 saat çalıştım.

120 binden fazla hemşerimle bire bir temas kurdum.

Günde 4 bin kişiyle konuştum, tokalaştım ve kucaklaştım.

30 bine yakın Erzincanlıyla fotoğraf çektirdim.

12 bin Erzincanlıma mektup gönderdim.

9 bin telefon görüşmesi yaptım.

Günde ortalama 150 esnaf ziyareti yaptım.

Günde 12 km yürüdüm

Altı kg verdim.”

Sarıgül, tarihi bir cümleyle mesajını bitiriyor:

“Siyasi arenada hayat hakkınız, mücadele gücünüz kadardır.”