Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İTTİFAKLARIN liste ortaklığını bu hafta sonuna kadar bitirmeleri gerekiyor.

        Yani hangi partinin kiminle ve nerede liste ortaklığına gireceğine, seçime katılıp katılmayacağına bu hafta sonuna kadar karar vermesi zorunlu.

        Çünkü listelerin teslimi için YSK’nın tanıdığı süre 9 Nisan Pazar günü bitiyor.

        Ancak listelerin şekillenebilmesi için de önlerinde bugün hariç 3 günleri var…

        Eğer bir liste ortaklığına gidilecekse, 87 seçim bölgesinde hangi partinin listesinden girileceğinden, hangi partinin adayının hangi sırayı alacağına ve hangi partinin o bölgede seçime katılmayacağına kadar birçok konunun berraklaştırılması gerekiyor.

        CUMHUR İTTİFAKI'NDA DURUM

        Cumhur İttifakı açısından çok bir sorun görünmüyor; MHP kendi logosuyla 87 seçim çevresinde seçime katılacağını duyurmuş bulunuyor.

        Cumhur İttifakı’nın diğer bileşenleri Büyük Birlik (BBP) ve Yeniden Refah partileri (YRP) ise 41 ilde kendi amblemleriyle katılma hazırlığı yapmakla birlikte, ortak liste olasılığını da göz ardı etmiyor.

        O nedenle işleri çok zor görünmüyor…

        Nitekim dün Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan, partisinin Genel Merkezi’ne giderek geç saatlere kadar liste çalışmasına katıldı.

        MHP lideri Bahçeli’nin Genel Merkez’deki mesaisi de aynı yönde oldu…

        REKLAM

        MHP sürenin dolmasına iki gün kala, 7 Nisan Cuma günü listesini YSK’ya teslim etme kararını açıkladı.

        Dolayısıyla Cumhur İttifakı’nda listelerde yeni bir arayış veya farklı modeller geliştirme şu aşamada görülmüyor…

        MİLLET İTTİFAKI'NIN HİBRİT FORMÜLLERİ

        Asıl zorlu denklem ise 6 partinin bulunduğu Millet İttifakı'nda…

        Günlerdir ittifak içi ittifak veya çatı ittifakı oluşturmak için çaba gösteren Millet İttifakı’nın üç partisi, SP, DEVA ve Gelecek partileri haftalar süren mekik diplomasisinin sonucunda önceki gece, ilk kez denenecek bir matematik model üzerinde uzlaştı.

        Adına “Hibrit Liste Modeli” denilebilecek ilginç bir yöntem geliştirdi.

        Buna göre Millet İttifakı’nın 6 partisinden 5’i kendi amblemi ile 41 ilde seçime katılacak.

        Demokrat Parti her ne kadar kararını bugün açıklayacak olsa da ağırlıklı eğilimi CHP listesinden seçime girmek…

        Diğerleri için geliştirilen yöntem ise bir matematik denklemi gibi…

        Buna göre CHP ve İYİ Parti dışında kalan, DEVA, Gelecek ve SP ise geliştirilen hibrit modelle sandığa gidecek.

        Her biri 20’şer ilde, yani toplamda 40 yerde ortaklaştığı diğer partinin listesinden seçime katılacak.

        Örneğin Saadet Partisi, 20 yerde DEVA, 20 yerde de Gelecek Partisi’nin listesinden seçime girecek.

        Diğer iki parti de benzer şekilde seçim bölgelerini paylaşacak; böylece bir parti 40 yerde seçime ötekinin listesinden katılmış olacak.

        Geri kalan 21 yerde ise CHP ve İYİ Parti ile liste ortaklığına gidecek, böylece döner sırayla toplamda 41 yerde aday göstermiş olacak; kanunun getirdiği zorunluluk da aşılacak…

        Millet İttifakı’nda yer alan partilerden birinin konuyla ilgili kurmayının şu cümlesi her şeyi özetliyordu:

        REKLAM

        “Üniversitede istatistik modelleri üzerinde çok çalışmıştık ama yeniden hatırladık; yetmedi bu liste işi bize yüksek lisansını da yaptırmış oldu. Bazen ben dahi şaşıyorum…”

        CHP VE İYİ PARTİ AYRI KULVARDA

        CHP ve İYİ Parti ise diğer üç partinin dışında liste ortaklaşmasına gidiyor.

        Bunun için başlangıçta CHP’nin hiç milletvekili çıkaramadığı 25 il baz alınmış ve bu illerde liste ortaklaşmasının yararlı olacağı üzerinde durulmuştu.

        Aktarıldığına göre 10 yerde uzlaşı sağlandı ve listeler yapıldı, geri kalan illerde ise dün sabaha kadar süren liste oluşturma çabası devam etti.

        Bu sürede liderlerin aralarındaki telefon ve yüz yüze görüşme trafiği de gece boyu devam etti.

        PAZARA KADAR VAKTİ VAR İSTİFALARI DA GEREKMİYOR

        Partilerin ittifaklarına ilişkin süreçte ise iki durum söz konusu…

        Seçim takvimine göre ittifaka katılacaklar protokollerini ve durumlarını 7 Nisan Cuma günü mesai bitimine kadar YSK’ya bildirmek durumunda.

        İttifaktan ayrılmak isteyen partiler ise bir gün öncesinden, 6 Nisan Perşembe gününe kadar YSK’ya bildirim yapmak zorunda.

        İttifaklar ve tek katılan partilerin oy pusulalarındaki sıralarına ilişkin kuralar ise 8 Nisan Cumartesi günü çekilecek.

        Eş zamanlı olarak ittifak hanesindeki partilerin de hangi sırada dizilecekleri kurayla belirlenecek.

        PAZAR GÜNÜ BELLİ OLUYOR

        Partiler ayrı ayrı 9 Nisan günü YSK’ya 87 seçim bölgesindeki milletvekili listesini sunacak.

        Partiler seçime katılmama kararı aldıkları yerlerde liste çıkarmayacak.

        Ancak seçime kendi amblemiyle katılacak olanlar en az 41 ilde milletvekili listesi çıkarmakla yükümlü.

        Katılmayacak olanlar ise liste vermeyecek.

        Seçime girme hakkını elde etmiş ve ittifak içinde bulunmuş partilerin yöneticilerinin ise Milletvekili Seçimi Kanunu (16) gereği istifa etmeleri gerekmiyor; sadece partilerinden izin yazısı almaları yetiyor.

        REKLAM

        Ancak, seçime katılma hakkı bulunmakla birlikte, diğer partinin listesinden seçime girmek isteyenler ise partisinden istifa etmek zorunda.

        YSK 11 Nisan Salı günü de partilerin eksikliklerinin giderilmesini isteyecek ve geçici aday listesini 15 Nisan’da açıklayacak.

        YSK 87 seçim bölgesinin hangilerinde olup olmayacaklarını da bu listelere göre belirleyecek

        Bütün bu süreçler de gösteriyor ki ne karar alınırsa alınsın, seçimler konusunda aşırı uzmanlaşmış siyaset kurumu kendine en uygun çıkış modelini buluyor.

        Türkiye ilk kez çağın modası olan hibrit modelle de seçime gitmeye hazırlanıyor.

        Cumhurbaşkanı adayına mektup…

        Cumhurbaşkanı adayına mektup…
        0:00 / 0:00

        Sayın Sinan Oğan,

        Öncelikle Cumhurbaşkanı adaylığınızı kutlar başarılar dilerim…

        Size bu satırları yazmamın nedeni, bir televizyon programında adımı anarak 2014 yılında yaşanan bir konuya atıfta bulunmanız…

        Televizyon yayınında siyaset ve medya dışı ortak bir dostumuzun gönderisiyle bilgi sahibi oldum…

        Yayında 30 Temmuz 2014 günü; yaklaşık 9 yıl kadar önce kaleme aldığım ve sizin de bir cümlenize yer verdiğim yazıma atıf yapıyorsunuz.

        Bu yazı çıkınca beni aradığınızı, olmayan bir demeci yazdığım için de benim düzeltme yapma durumunda kaldığımı iddia ediyorsunuz.

        Diyorsunuz ki, “Ben söylemediğim halde, ‘HDP Türkiye için kazanımdır’ dediğimi yazdı…”

        Böyle bir ifadeniz zaten sözünü ettiğiniz köşe yazımda da yoktu.

        Aşağıdaki linkte de yer aldığı gibi cümleniz, ""Bu seçim, Demirtaş’ın kişiliğiyle HDP’yi Türkiyelileştirdi. Etnik temele dayalı rijit yapıdan, sistemle uyumlu partiye dönüştürdü. Bu Türkiye için kazanımdır"şeklindeydi… (https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/974819-mhpnin-nedenleri)

        OTUZDAN FAZLA ALINTI YAPILDI…

        Aradan 9 yıl geçmiş olması dolayısıyla yanlış anımsıyor olmalısınız.

        Öncelikle şunu belirteyim; siyasiler tanığımdır, hiç kimseye, ama hiçbir kişiye “Yazabilir miyim?” diye sormadan tek kelime kaleme almam, atıf yapmam…

        REKLAM

        Siz yukarıdaki demeci verip, Habertürk’ün 30 Temmuz 2014 tarihli nüshasında yer alınca, Habertürk TV, NTV, CNN-Türk televizyonlarının da arasında bulunduğu 30’a yakın gazete ve haber portalı köşe yazımdan alıntı yaptı.

        Sizin bu açıklamanız üzerine, acaba ben mi yanılıyorum diye bir daha arşiv taraması yapma gereği duydum…

        Hepsi de yerli yerinde duruyor; bir tek yalanma veya açıklama yapmamışsınız…

        BAŞVURUNUZDA DA YOK

        Sonrasına gelince…

        Yazının yayınından tam 16 ay sonra Kasım 2015’te telefonla aradınız ve Yıldıray Çiçek’in köşe yazısını okuyup okumadığımı sordunuz...

        Çiçek’in bana verdiğiniz demece atıf yaparak sizi, “HDP övücüsü” olmakla suçladığını belirttiniz.

        Kendisini arayarak bunun doğru olmadığını düzeltilmesini sağlamamı dile getirdiniz.

        Ricanızı kırmayıp Yıldıray Çiçek’i aradım ve yazımdakinin dışında bir cümlenizin olmadığını söyledim.

        Nitekim kendisi de bir başka yazısında buna yer verdi.

        Sonra yeniden aradınız, Çiçek'in istediğiniz gibi bir düzeltmeyi yapmadığını, eleştirmeye devam ettiğini söylediniz.

        Sonra da dava açıp, mahkeme yoluyla tekzip yayınlamamı talep ettiniz.

        Avukatınız Tan Tahsin Zapata’nın açtığı dava dosyasında da göreceksiniz ki bana demeç vermediğinizden söz etmiyor…

        HDP’yi öven cümlenizin olmadığını söylüyor, buna ilişkin bir demecinizin bulunmadığını belirtiyor. (Dosya No:2015/516E.)

        Bu konuda haklısınız, çünkü sizin öyle bir cümleniz yukarıda da belirttiğim gibi benim yazımda da yok…

        TAM 16 AY SONRA

        Sonrasına gelince...

        Kurumumuz avukatları aracılığıyla gönderdiğimiz cevap yazısı da mahkeme dosyasında duruyor; yazımı tekzip etmedim.

        REKLAM

        Sizin de yayın sırasında vurguladığınız gibi, ortak bir dostumuz araya girdi, davanızı geri çektiniz...

        Çekmeseydiniz de o davanın nasıl sonuçlanacağı belliydi...

        Çünkü siz söylediğiniz ve köşe yazımda yer alan cümlenizle ilgili değil, köşe yazımda yer almayan, başkalarının yorum yoluyla atfettiği cümleden dolayı dava açmıştınız...

        Hem de 30 Temmuz 2014’teki köşe yazımın üzerinden tam 16 ay geçtikten sonra; 10 Kasım 2015 tarihinde…

        Üstelik bu tarihten önce sözleriniz başka medya organları tarafından da defalarca kullanılmış olmasına rağmen…

        MHP'den ihraç sürecinizde de iddia ettiğiniz gibi köşe yazımın dahli olmasının imkanı yok.

        Çünkü, MHP'den ihracınız da köşe yazımın yayınlandığı 2014'te değil, 2016 Ağustos ayındaydı; iki yıldan fazla süre sonraydı...

        Bütün bunları yazmamın nedeni ise yaşananların tarihe doğru geçmesi içindi...

        Cumhurbaşkanlığı adaylığınızın hayırlara vesile olmasını dilerim…

        Saygılarımla...

        Sinan Oğan'dan açıklama

        Sinan Oğan'dan açıklama
        0:00 / 0:00

        Yazımızın ardından Sinan Oğan, avukatı Kürşat Ergün aracılığıyla bir açıklama gönderdi. Açıklamada şöyle denildi:

        “Yazıda yer alan ve müvekkil tarafından söylendiği belirtilen ‘Bu seçim, Demirtaş’ın kişiliğiyle HDP’yi Türkiyelileştirdi. Etnik temele dayalı frijit yapıdan, sistemde uyumlu partiye dönüştürdü. Bu Türkiye için kazanımdır’ şeklinde söyler hiçbir dönem müvekkil tarafından ifade edilmemiştir.

        Kamuoyu tarafından bilindiği zere; Türkiye Cumhuriyeti 13. Cumhurbaşkanı adayı Sayın Sinan Oğan, Türk Milliyetçisi çizgisinden hayatı boyunca ödün vermemiştir.”

        Diğer Yazılar