Necati Özkan

Seçim güvenliği

13 Mart 2023 Pazartesi

Artık seçimlere sadece iki ay kaldı. Bu süre boyunca seçime girecek parti ve adaylar çok yoğun bir mesai ile sahada olacaklar. İşin tuhafı, Seçim Kanunu dahil ilgili tüm mevzuatta, genel seçimlerin en geç haziran ortasında yapılacağı belli olduğu halde partilerin kampanyalarının henüz hazır olmaması. Yine iyi düşünülmemiş, veriye ve sağlam rasyonele dayanmayan, apar topar hazırlanmış ve çoğu kez de uygulaması hakkıyla kotarılamamış kampanyalarla bu önemli süreç tamamlanacak gibi görünüyor. Çoğu kez olduğu gibi bu defa da kervan yolda dizilecek. 

Millet İttifakı tarafında 3 Mart Cuma günü dağılan altılı masanın, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın müdahalesi ve arabuluculuğu sonucunda 6 Mart Pazartesi günü tekrar birleşmesi, toplumun büyük kesiminde değişim umutlarını yeniden yükseltti. Kamuoyu araştırmalarından çok büyük toplumsal desteğe sahip oldukları bilinen iki büyükşehir belediye başkanının “ticket” sistemiyle kampanyaya dahil olmaları sayesinde muhalefet lehine bir “Voltran” gücü oluşturuldu. 

Bu gelişmeler Cumhur İttifakı tarafında ilave toplumsal destek tahkim edebilmek için Yeniden Refah Partisi, Anavatan Partisi ve DSP ile görüşmeler yapılmasını zorunlu hale getirdi. Geçen hafta başlatılan bu görüşmelerin sonuçlarını önümüzdeki günlerde öğreneceğiz. 

Uzun süredir belirsizliğini koruyan seçim tarihi ve muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı geçen hafta itibarıyla netleşmiş oldu. HDP’den Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan kamuoyuna açık çağrı net bir siyasi destekle sonuçlanırsa; değişim isteyen kesimlerin kazanmasının zemini hazır olacak.

Yine de değişim kendi kendine olmayacak. Bu köşede defalarca ikaz ettiğimiz gibi, iki yılı aşkın bir süredir yaşanan ekonomik türbülans ve ülkenin yüzde 15’ini vuran afet, mevcut gecekondu rejimin kendiliğinden kaybetmesini sağlamayabilir. Tersine iktidar belirsizlik ortamından güç devşirebilir. Buna hem imkânı var hem de iradesi.

Muhalefet bileşenlerinin ekonomik türbülanstan nasıl çıkarılacağımızı, yıkılan kentlerimizin nasıl yeniden inşa edileceğini ve her kesimden seçmenin hayatının nasıl iyileştireceğini anlatacak inandırıcı bir hikâye yaratması gerekir. Bu yapılabilirse seçime iki ay kala hala kararsız olan veya sandığa gitmeyeceğini ifade eden yüzde 20’ye yakın seçmen kesiminden yüzde 4-5’lik bir bölüm ikna ve motive edilebilir. 

Tüm bu görevler doğru yapılsa dahi, iktidar ve muhalefet güçlerinin birbirine bir hayli yakın dengesi nedeniyle seçim güvenliği konusu hayati olacak. Zira ülkede rakiplerin oyu ile kazanmayı alışkanlık haline getirmiş ve son dakika sürpriz seçim hilelerine başvurmuş bir yapının olduğu unutulmamalıdır. 

Özetle, bu aşamadan itibaren ülkede köklü değişim isteyen herkes için seçim güvenliği ile ilgili sorumluluk almaktan daha hayati bir görev yok. Yakın olduğunuz siyasi partinin sandık görevlisi veya müşahidi olarak, Türkiye Gönüllüleri (https://www.turkiyegonulluleri.org) gibi Millet İttifakı’nın ortak gönüllü yapısında görev üstlenerek veya Oy ve Ötesi (https://oyveotesi.org) gibi tarafsız bir yapıda çalışarak değişimin bir parçası olabilirsiniz. Her ne kadar siyasiler tersini söylese de bilinsin ki metropollerde ve büyük illerde dahi partilerin gücü sandık güvenliğini sağlamaya yetmiyor. Bu nedenle başta kırsal kesimler olmak üzere tüm seçim çevrelerinde seçim güvenliğinin gönüllü vatandaşlar eliyle sağlanmasından başka çare yok.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Öfke ve değişim 12 Haziran 2023
Nasıl oldu? 30 Mayıs 2023
Yakın elmalar 22 Mayıs 2023

Günün Köşe Yazıları