Diyarbakır’da Erdoğan’ın mitingine katılan AKP’liler nelerden şikayetçi?

Toplu açılışın yapılacağı Kışla Caddesi’nde sakin bir kalabalık vardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deprem konutları temel atma töreni ve Merkez Camii’nin açılışı gibi bir dizi etkinlik için Diyarbakır’daydı.

Son yıllarda katılımı en düşük mitinglerinden biri oldu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun büyük bir heyecanla yaptığı konuşma bile kalabalığı hareketlendirmedi.

Sahadaki kalabalığın büyük bir bölümünün HÜDA PAR kitlesi olduğu, partinin lideri Zekeriya Yapıcıoğlu’nun konuşmasına gösterilen ilgiden anlaşıldı. Arada sırada kalabalıktan tekbir sesleri yükseldi.

Ramazan nedeniyle birçok kişi oruçlu. Katılımcıların çoğu orta yaşlı; kaldırıma oturmuş bir grup kadının yanı gidiyorum. Biri marketten yaptığı alışveriş poşetiyle gelmiş. Adı Mevlüde, arkadaşı da Zehra. Her ikisi de hayat pahalılığından şikayetçi.

Zehra, Erdoğan’a dualar ediyor ve “İnşallah yine o seçiliyor” diyor.

Evde yemek pişirmeden geldiğini, Cumhurbaşkanı’na dua etmek için geldiğini söylüyor.

Hemen yanlarındaki iki genç kadın da geçim sıkıntısından muzdarip. Üç çocuk annesi Pervin, ulaşabilirse Cumhurbaşkanı’ndan barınma sorunun giderilmesi için yardım isteyecekmiş.

Eşinden boşanmış, sosyal yardımdan aldığı 3.090 lira ile geçiniyormuş.

“Eşim nafaka vermiyor, Afetevler’de yaşıyorum ve ev sahibi kirayı 2.500 lira yapacakmış, evde çocuklarımın izlediği televizyon bile yok” diyor.

Akraba ve komşuların desteği ile zar zor geçinebildiğini anlatan genç kadına göre Erdoğan iyi ama idareciler kötü yönetiyor.

AKP kaybederse neden kaybeder diye soruyorum, kadınlardan biri “eksikliklerden” diye yanıt veriyor.

Eksikliklerin ne olduğunu sorunca “liyakatsizlik, hayat pahalılığı, işsizlik, depremde çok eksik kaldılar, çok geç müdahale oldu” diyor.

“Parti seçmeni de kırıldı”

Hemen arkalarında oturan genç bir kadın ise “Abla oraya atanamayan işsizleri de ekle” diyor.

Kadınlardan biri, bu seçimde kime oy vereceği konusunda kararsız olduğunu söylüyor.

Son iki seçimde AKP’ye oy vermiş ama bu sefer oy kullanmayabilirmiş.

Hangi gelişmelerden dolayı kırılma yaşadığını soruyorum; o da deprem sürecinden sonra geciken arama kurtarma çalışmalarını ve Kızılay skandalını örnek gösteriyor.

“Binlerce insan geciken arama kurtarma çalışmaları nedeniyle öldü, üç günden sonra yardım gitti, daha hızlı olabilirlerdi” diyor ve Adıyaman’ı örnek gösteriyor.

Kızılay’da yaşanan olaylardan da rahatsız olmuş.

“İnsanların bağışladığı kanları, çadırları bile satmışlar. O başkan görevden alınmalıydı ama almadılar. Böyle durumlarda hatası olan görevlileri tutmaya devam ettikleri için parti seçmeni de kırıldı” diyor.

“Ya sandığa gitmez ya da oyunu yakar”

Kırgın olduğunu anladığım bir başka kadın da, “Bu hatalar nedeniyle partiye oy vermekten vazgeçenler, diğer partilere oy vermez, ya sandığa gitmez ya da oyunu yakar” diyor.

Kendini AKP sempatizanı olarak tanıtan 28 yaşındaki bir genç de AKP’nin dini ve sosyal anlamda kendisini temsil ettiğini söylüyor.

Üç dönemdir AKP’ye oy vermiş ve bu yıl oyu yine aynı.

“Ekonomik olarak kötü durumdayız, anlamadığım askeri sanayide ilerledik ama ekonomik olarak o ilerlemeyi sağlayamadık’’ diyor.

AKP’li bir genç olarak sorun gördüğü alanlar işsizlik ve gençlerin aktif siyasette olmaması:

“Ayrıca herkesin görüşüne saygı gösterilmeli ‘Sen X, Y, Z partisindensin’ diye ayırt edilmemeli.

“Bir insan AKP’li değil diye işten atılmamalı ya da AKP’li diye mülakatta başarılı olan bir başka gencin önüne geçmemeli.”

Ona göre ekonomik kriz çok belirleyici ve ‘’Kaybederse yüzde bir milyon bundan kaybeder’’ diyor.

HÜDA PAR ile yapılan işbirliğine çok sevinmiş, bu partinin tüzüğündeki Kürt dili ve kültürüne dair yer alan maddelerden dolayı memnun.

“Orada Kürtlere dair söyledikleri şeyler çok iyi ve Cumhurbaşkanı da rahatsız olmadı. Bu da iyi’’ diyor.

Ona göre Kürt sorununu çözecek tek isim Erdoğan ve bunun çözümü için zamana ihtiyacı olduğuna inanıyor. Bugüne kadar Kürtler için atılan adımların önemli olduğunu vurguluyor.

“Babalarım, dedelerim Kürt olduklarını söyleyemiyordu ama bugün ben daha özgürüm, Kürt’üm ve devlet kurumunda memurum” diyorum.

“O Selo şimdi nerede”

Mitingde, Adalet, İçişleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanları, HÜDA PAR genel başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kısa birer konuşma gerçekleştirdi.

HÜDA PAR Genel Başkanı ve AKP milletvekili adayı Zekeriya Yazıcıoğlu da sahneye çıktı ve depremden sonra bazı kesimlerin depremzedeleri siyasi rant amacıyla kullandığını savundu.

“14 Mayıs’ta yapım adına, imar ve ihya adına ortaya hiçbir şeyi yapmayanlar, sadece çamur atanlar, iş yaptırmaya engel olanlar var” dedi; CHP’yi batıya öykünüp onlara şirin görünmeye çalışanlar olarak niteledi.

“Onlara bizi şikayet ediyorlar. Halk onları 14 Mayıs 1954’ten beri tanıyor. O sıkıştıkları banttan çıkmamak için takiye yapıyorlar ama bu millet onlara iktidarı vermiyor’’ dedi.

HDP’nin de CHP ile aynı zihniyete olduğunu savundu, iki partinin ideolojik akraba ve ruh ikizi olduğunu söyledi “Birlikte olmalarına şaşırmadık” diye konuştu.

Demirtaş’ın ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ sözüne atıf yaptı ve ‘’Başkanlık sistemini getirdik mi, getirdik, seni başkan yaptırmayacaz dediler ama ne oldu, başkan yaptık mı, yaptık ve 14 Mayıs’ta bir daha başkan yapacağız” dedi.

‘’Meseleleri çözümsüzlüğe mahkum edip üzerinde rant devşirenlere tarihi bir ders vereceğiz, silah ve şiddetin hak arama yöntemi olmadığını göstereceğiz, çözülen çözüldü, çözülmeyen konuları da hak ve adaletle çözeceğiz” diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de ilk defa Diyarbakır’da Erdoğan ile birlikte halka hitap etti.

21 Temmuz 1946’da çok partili hayata geçilen Türkiye’de 51 hükümetin iktidara geldiğini, koalisyon hükümetlerinin başarısız olduğunu söyledi.

Millet İttifak’ının parlamenter sisteme dönüşünün amacının “Kutlu yürüyüşü sabote etmek” olduğunu savundu.

Daha sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştu ve HDP'yi sert sözlerle eleştirdi.

Kandil'in Kılıçdaroğlu'nu desteklediğini iddia etti.

“O Selo şimdi nerde, akıbetini görüyorsunuz” diyerek çözüm sürecine de değindi.

“Çözüm için baldıran zehirini içmeye hazır olduğunu” ifade etti ve ekledi: “Bizi yüreğimizden hançerlediler”.